Hücre fenotipleri, gen düzenleyici ağlar aracılığı ile düzenlenmektedir. Bu gen
düzenleyici ağlar kapsamındaki moleküller arası değişimlerin dinamikliği, stabil hücre fenotipi
ile değişken hücre fenotipi arasındaki plastisiteyi belirlemektedir. Epitelyal-mezenkimal
dönüşüm (EMT) ve mezenkimal-epitelyal dönüşüm (MET) gibi biyolojik süreçlerde, Cdh1
lokusu ekspresyonel olarak inaktive edilir (EMT) ve yeniden aktive edilir (MET). EMT
sürecine benzer şekilde, MET süreci de birçok sinyal yolağı, transkripsiyon faktörleri ve
epigenetik modifikasyonlar ile düzenlenebilmekte ve bu parametreler fizyolojik ve patolojik
durumlara bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir
Bu çalışmada, hücrelerin epitel durumdaki stabilitesini kontrol eden ve MET sürecinin
başlatılmasında önemli rol oynayan temel bir transkripsiyonel ağ varlığı belirlenmeye
çalışılmıştır. Bu amaçla literatürden ve biyoinformatik veritabanlarından yararlanılarak bu
olası ağ üyelerinin belirlenmesi ve birbirleri ile ilişkilerinin doğrulanması amacıyla in-vitro
deneyler gerçekleştirilmiştir.
Sonuç olarak, MET sürecini kontrol eden Elf3, Grhl3, Ovol2, Hnf4a, Cebpa, Ahr ve Nfya
gibi transkripsiyon faktörleri tanımlanmıştır. MET’in başlatılması açısından kritik öneme sahip
olan Grhl3’nin Elf3 transkripsiyon faktörü tarafından düzenlendiği gösterilmiştir. Ek olarak,
MET sürecinde önemli olduğu saptanan faktörlerin birçoğu kromatin alt yapısını düzenleyen
faktörlerle yakın ilişkili içerisinde olduğu belirlenmiştir. Bu faktörler arasındaki ilişkilerin
tanımlanması aracılığıyla "Grhl3-Nfya-Ahr-Ovol2-Grhl3", transkripsiyonel çevrimi ve "Elf3-
Ahr-Ovol2", transkripsiyonel odağı gibi birçok transkripsiyonel odak tanımlanmıştır. Grhl3 ve
Ovol2 transkripsiyonel faktörlerinin gen ekspresyonunun düzenlenmesi ve gelişim süreçleri
dışında EMT, apoptoz, programlı hücre ölümü, kromatin organizasyonunun sağlanması ve
epigenetik düzenlenme gibi önemli biyolojik süreçlerin transkripsiyonel düzenlenmesi gibi
konularda ortak çalıştığı gösterilmiştir.
Sonuç olarak, bulgularımız metastaz gibi hastalıklar ile ilişkilendirilen çeşitli gelişimsel
süreçlerin aydınlatılmasında MET transkripsiyonel odaklarının tanımlanmasının önemini
göstermektedir.